Çalışan bağlılığı ve farkındalık
30 Mart 20212021’de teknoloji ve İK
30 Mart 2021Tarihe geçen bir yıldı kabul edelim. Her gün yeni şeyler öğrenerek geçirdik. Kitapların yazmadığı kuralları yaşayarak öğrendik. Pandemi kavramıyla tanıştık ve bana göre süper bir hızla adapte olduk. Zorlukları olmadı mı? Hem de nasıl! Ama insanlık tarihinin en zorlu dönemlerinden biri -umarım- iş dünyasının esneklik sınırlarını da gözler önüne koydu. Olaylara iyi yönden bakarsak… Kayıplar, endişeler, evde olmanın getirdiği sorunlar ve zihinsel yorgunluk bu yazının konusu olmasın. Biz insana ve insanı yönetenlere odaklanalım. Ve 2021’de insan yönetimi uzmanları nasıl bir projeksiyon yapıyor birlikte değerlendirelim.
Hibrit ofisler çoğalacak
Hibrit ofislerin tanımında hem yarı ev yarı ofislerden hem de çok kullanımlı ofis ortamlarından söz ediliyor. İş yeri kavramı tamamen değişebilir. Açık kullanıma uygun alanlar, ortak toplantı odaları, çoklu kullanıma uygun masa düzenleri daha çok kullanılacak. Gelişmiş ülkelerde insanların evlerinden ofislerine gidecekleri zamandan tasarruf etmeleri için de önlemler alınıyor. Büyük ölçekli şirketler çalışanlarının evdeki çalışma ortamlarına da özel çözümler üretmeye başladılar. Kısaca taşınabilir bir bilgisayar ve internet bağlantısı olan her yer ofis ve bu durum giderek yaygınlaşacak. Masanızdaki fotoğraf ve sevdiğiniz objeleri artık ya evinizde kullanacaksınız ya da ekran görüntüsü olarakJ
Yasaklar out seçenekler in
Okuduğum makalelerden birinde aur cubur yemeyi yasaklamak yerine elmayı daha görünür bir yere koyun cümlesini yakaladım. Elmanın görünür yerde olmasına dürtü adı veriliyor. Yeni nesli daha verimli çalıştırmak için yasaklar koymak yerine seçenekleri artırmak gerektiği üzerinde duruluyor. Uzaktan çalışanların sosyal medya erişimlerini yasaklayan denetleme sistemleri örnek olarak verilmiş. Yeni nesil için komik yasaklar bunlar. Yeteneği elde tutmak zorlaşırken kaçırmayı kolaylaştırmak istiyorsanız yasaklayın! Ya da doğru dürtüler belirleyin. Elma insan tarihinin ilk dürtüsü olarak güzel bir örnek olmuş bu aradaJ
Lafta etik değil kültürde etik
Etik liderlik insan yönetimi trendlerinin başında yer alıyor. Etik değerlerin takibi de insan yönetimi uzmanlarının sorumluluğu olarak değerlendiriliyor, hukuk departmanının değil. Bu çok önemli bir ayrım. Bir bakıma İK daha etkin olmaya davet ediliyor. Şirketin içinde finanstan müşteri vaatlerine dek tüm etik sapmaların bir insan yönetimi müdahalesi gerektirdiğinin altı çiziliyor. Şirket içindeki adaletsizliklerden yasal sapmalara dek geniş bir etik savunuculuğundan söz ediliyor. Her türlü ihmali ve istismarı içine alan… Güvenli çalışma alanlarından doğru terfilere dek uzanan. Sözü edilen sorumluluğu üstlenen İK zaten doğal olarak yönetimin stratejik ortağı olacaktır. Ben bu sorumluluğu İK için fırsat olarak görüyorum.
Koç liderler!
Liderliğin tanımı değişti cümlesinden siz de sıkılmadınız mı? Her sene değişir liderlik tanımı. İnsan üst düzey bir görevde olunca bu cümlenin altına bakmadan geçemiyor. Aslında hep aynı şey söyleniyor ama söylenme biçimi değişiyor. Son dönemde etkili liderliğin, iş birliği yapma, dinleme ve belirsiz durumlarla başa çıkma beceresine odaklanılıyor. İlham vermek, öncülük etmek, yönetim becerileri, hız, çeviklik gibi temel yetkinlikleri saymıyorum bile. Bana kalırsa tüm yollar liderin aynı zamanda iyi birer koç olmasından geçiyor. Tabii ki İK liderleri buna öncülük etmeli. İK lideri aynı zamanda yönetim takımına da koçluk yapabilme olanağı olan kişi ve günümüz iş dünyasında bu çok kıymetli. Yeni nesil çalışanların, kendilerine kurallar konulup işin gerekliliklerinin öğretilmesi yerine yapacakları işe yorum katabilecekleri alanlara ihtiyaçları var. Böylece işi geliştirebilme olasılıkları da artıyor. Özgürlük onlara yarıyor. Sadece iş hedeflerinin net olması önemli. Koçlar bunu yaparlar, size neler yapacağınızı söylemezler, size olasılıkları görebilecek bir bakış açısı yaratırlar.
Kişiselleştirilmiş uygulamalar
Kişiselleştirme her türlü ürün ve hizmetin dinamosu haline dönüşmüşken insan yönetiminden uzak olması beklenemez. Ürettiğiniz çikolatanın veya içeceğin üzerine müşterinin ismini yazmak, çalışana kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmaktan daha mı kolay yani? Müşterilerinizin sayısını bile bilmiyorsunuz genellikle ama çalışanlarınızın sayısı daima belli. Teknoloji kişisel deneyim sunmayı kolay hale getiriyor. Son 4-5 yılın trend listesinde sürekli yer alan kişiselleştirilmiş İK uygulamaları 2021’de hız kazanacak gibi görünüyor.
Daha pek çok başlık var paylaşmak istediğim. Onlar da sonraki makalenin konusu olsun. Gelecek makalede teknolojinin İK’yı nasıl değiştirebileceği ile ilgili yaklaşımları irdeleyelim.
Işık Şerifsoy