Yeni normal hep değişim mi?

Farkında mısınız, hızlandırılmış bir evrim geçiriyor gibiyiz. Günlük alışkanlıklarımızı üzerinden on yıllar geçmiş gibi değiştirdik. Oysa çok değil daha bundan 12 ay önce değişimin kıyısında yüzdüğümüzün farkında bile değildik. Çok sık duyduğum hatta kurduğum şu cümle üzerine düşünüyorum: ‘Ne zaman eskisi gibi olacağız?’ Sizce eskisi gibi olacak mıyız? Olmalı mıyız? Hele de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in şu cümlesinden sonra: ‘Eskiye dönmeyelim, eski iyi değildi.’

Değişim algımız değişti
İnsan ilerler, kurum ilerler, geriye dönüp eski yaptıklarımızı yapıyor olmak bize sadece zaman kaybettirir. Bunları biliyoruz ama, hemen her birimiz durumumuzu koruma refleksiyle hareket ediyoruz. Son 8 aydır yaşadıklarımız, Guterres’in sözleri ve geçirdiğimiz evrim ise bize değişimi yeni normal olarak görmemiz gerektiğini anımsatıyor. Dünyanın en yaygın kâr amacı gütmeyen Değişim Yönetimi organizasyonu olan Association of Change Management Professionals (ACMP)’ın Türkiye üyesi olurken de bu yaklaşımı temel aldım. Değişim yeni normal ise onu yönetebilmek temel yetkinlikler arasında yer almalı. ‘Yine mi değişim?’ diye düşünmektense, “Değişimi nasıl yönetmeliyiz?’ sorusunun yanıtlarını aramalıyız.

Çalışma yaşamının evrimi
Birkaç gün önce online bir toplantı sırasında ekip arkadaşlarımdan biri, online toplantılardaki yeni bir trendi paylaştı. Ofis ortamından uzak olan profesyoneller, ekip olarak canlı bağlantıyı gün boyu açık tutuyorlar ve gerektiği zaman birbirlerine sesleniyor, aralarında konuşuyorlar. Böylece gün boyu sanki aynı ofisteymiş gibi hissediyorlar. Değişime ayak uydurduk ama eski alışkanlıkların bir köşesinden tutmak bize iyi geliyor belki de yalnızlığımızı unutturuyor.

Küresel bir salgının içinden geçiyoruz. Hemen hemen tüm ülkelerde ekonomik bir çalkantı yaşanıyor. Teknolojik yenilikler sınır tanımadan sürüyor, iş önceliklerimiz değişiyor. Bir zamanlar penceremizden gördüğümüz dünyanın sınırları belliydi ve ona göre aksiyon alırdık. Şimdi penceremiz, önümüzdeki (hatta elimizdeki) ekran ve sınırı yok. Çalışanlarınızın yeni normal uyum süreçlerinde bu yeni fikirden yararlanabilirsiniz. Yeni normal hep değişim.

Vizyon şimdi daha önemli
Bazıları için kurulmuş şık bir cümle gibi görülen vizyonun önemi şimdi çok daha güçlü hissediliyor. Öncelikler ve uygulamalar değişse de ortaya koyduğunuz vizyon yolculuğun konforu için büyük önem taşıyor, kurumunuz için kutup yıldızı olarak görev yapıyor. Değişim sizin vizyonununuz ışığında gerçekleşiyor ve değişimi yönetmek, varış noktasıyla değil, yolculuğu yönetmek ile ilgilendiriliyor.

Çalışan bağlılığı ve değişim
Değişimin yeni normal olması çalışan bağlılığı açısından nelere dikkat etmeyi gerektirir, biraz bu yönde düşünelim.

• Net olan bir gerçek var ki o da değişimi etkili bir liderlik ile yönetebileceğiniz. Etkili liderlik istikrar ve değişim arasındaki farkı çalışanlara iletmeyi başarmak olacak. Değişimin doğru anlaşılması için gerekli altyapı çalışmaları liderlik sayesinde tamamlanabilir. Ne kadar değişirsek değişelim, organizasyonun temeli olan değerlerin aynı kaldığını çalışanlarımıza doğru anlatmak zorundayız.
• Şeffaflık giderek daha fazla önem kazanıyor. Hele de içinden geçtiğimiz bu dönemde… Stres içindeyiz, korkuyoruz, birçoğumuz hala izole çalışıyoruz. Uzaktan çalışma ortamı, söylentilere, yanlış anlaşılmalara ve spekülasyonlara son derece uygun. Şeffaf bir iletişim yönetimi, yolculuğu yönetmeninin altın anahtarlarından biri. Resmi veya gayriresmi olarak sürekli iletişim ortamları oluşturmak zorundayız. Teknoloji bunun için önümüze her türlü aracı koyuyor, hiçbir bahanemiz olamaz.
• Becerilerimizin de gelişmesi gerekiyor. Çalışanların gelişim alanlarına yapacağımız yatırımın her zamankinden fazla önem taşıdığını unutmayın. Bu zorunlu ve süper hızlı evrim sürecinde onları güçlü kılmanız, onlara iyi gelecek ama emin olun size de kazandıracak.

Bu maddeleri çoğaltmak mümkün. Bir önceki yazımda tüm yönleriyle ele aldığımız Engage & Grow Çalışan Bağlılığı Manifestosu aslında büyük ve kullanışlı bir anahtar demeti. Bir yolculuğa çıktık ve seyahat çantamızın içinde neler olduğunu kontrol etmenin tam zamanı.

Işık Şerifsoy