Esnedikçe esner mi?
5 Ağustos 2018Gereksiz çalışan!
8 Ekim 2018Konu işletme koçluğu olduğunda odak noktamız işletme sahipleridir. İşletme sahipleriyle birebir çalıştığımız için, onların ekip yönetimine yönelik gelişim alanlarını önceliklendiriyoruz. İşin özüne baktığınızda, bir işletmenin en değişmez parçası onun sahibidir ve onun bakış açısıyla ekibi, yönetimi, işletmeyi, verimliliği, karlılığı sorgulamak kaçınılmazdır.
Ekiplerle yaptığım bir çalışma sırasında, onların işletme sahipleriyle ilgili şikayetlerini dinlerken işletme sahipleriyle ilgili düşündüm. İşletme sahiplerinin ekibi ayakta tutmak, performansı yükseltmek ve süreçleri doğru yöneterek ekonomik sürdürülebilirlik sağlamak gibi çok önemli sorumlulukları var. Doğru insanları işe almak, delegasyonu iyi yapmak, iletişim kanallarını açık tutmak, işletmenin değer ve amacını ortaya açıklıkla koymak diye devam eder bu liste…
Ama bu arada bir iki notla, çalışanın işletme sahibi algısını farklılaştıracak eklemelerim olacak.
- Öncelikle, ister kurucu bizzat kendi olsun, ister önceki nesillerden devralsın, işletme sahibinin bu şirketin sürdürülebilirliğini en çok isteyen kişi olduğunun hakkını verelim. (Akli muvazenesi ile ilgili bir sıkıntı yok ise)
- Bazı insanlar iş kurar. Girişimcilik ruhuna sahiplerdir. Ve bazı insanlar da, kurulan bu işlerde çalışarak ekonomik zincire dahil olur. Yani zinciri oluşturan girişimcidir. Bir fikri vardır, bir hayali vardır, parası vardır veya bir bildiği vardır ve, ekonomik değer yaratacak yeni bir oluşumun hayata geçmesine vesile olur. Çok değerlidir bu. Ekonomi böyle insanların varlığı sayesinde zenginleşir.
- İşletme sahibinin, patronun, tepe noktasındaki insanın öncelikleri bazen çalışanla aynı olmayabilir. Şöyle düşünün, bu yazıyı 2018 yılı Ağustos ayında yazıyorum. Büyük bir devalüasyon yaşanıyor. Dünyanın gözü üzerimizde ve hepimiz ekonomideki bu ağır süreci az yara alarak atlatma derdindeyiz. Bugün işletme sahiplerinin gündeminde daha az insan, daha çok hayatta kalma mücadelesi olmasından normal bir şey olabilir mi? Eğer o, bu hayatta kalma mücadelesini ekipleriyle birlikte doğru kararlar almadan verirse, çalışanı düşünecek bir sebep olmayacak.
- Düşünmenizi istediğim bir başka konu, her ne kadar gelişime açık olsa da, özellikle KOBİ tarzı işletmelerde kurumun kültürü kurucunun/yöneticinin/patronun kültürü ile bütünleşiktir. Bu kültür size uygun değil ise, gelişim konusundaki yolları tıkalı görüyorsanız kendinizle ilgili seçenekleri değerlendirmeniz gerekir. İnsanlar, bulundukları duruma durmadan eleştiri getirip, birer şirket virüsü haline gelip ortamı zehirlemeyi tercih ediyorlar. Bu hatalı bir tutum.
- Herkesin birbirini sevdiği, ayıldığı bayıldığı ortamlar kurumsal yaşamda çok mümkün değil. Keşke olsa. Ama kurumsal yaşam sevgi üzerine kurulmuş bir ortam değil. Bir işte çalışmayı seçiyorsak, yan masadaki arkadaşımızın çalışma stiliyle ilgili bir uyum geliştirmemiz gerekir. İşletme sahibinin stili de buna dahil. Eleştirmek, sürekli yakınmaktansa uyum sağlamayı deneyin. Hassasiyetlerini algılayın, dikkat edin. Yok size hiç uymadıysa, bir önceki maddeyi bir kez daha değerlendirin.
Şimdilik bu kadar. Daha çok ayrıntı vermek, daha bir çok sebep bulmak mümkün. İşletme sahibinin varlığının öncelikle bu işin varlığına sebep olduğunu düşünün. Gelişime açık bir şirket var ise gelişime açık bir patron var diyedir.
Hep birlikte gelişmenin yolu da budur.