BAŞARISIZLIK İNOVASYON FIRSATIDIR

Gerek kişiler gerekse işletmeler için başarı kriterleri ölçülebilir değerlerdir. Sınav notları, iş yerindeki performansı, aile ve çevresindeki saygınlığı, maaşı, aldığı terfiler, yaptığı yatırımlar kişilerin başarısının bir göstergesi olmaktadır. Bu konuda işletmelere baktığımızda ise artan ciro, karlılık, müşteri memnuniyeti, çalışan memnuniyeti, yaptığı yatırımlar, büyüme oranı gibi kriterleri rahatlıkla sayabiliriz. Ve sürekli olarak bu kriterleri iyileştirme yolunda hedefler koyarız, bunları gerçekleştirmek için planlar yaparız.

Peki sonra ne olur?

Bazen bu hedefleri gerçekleştiririz, bazen de gerçekleştiremeyiz.

Gerçekleştirememe noktasında ki tavrımız aslında, bizim ya da işletmemizin ne kadar başarılı olduğunu gösterir.

Bu dakikadan itibaren kabuğumuza çekilip değişime karşı direniyor muyuz, başarısızlık korkusuyla atalete mi düşüyoruz, bu korkumuzu mükemmelliyetçiliğimize bağlayıp bahaneler mi üretiyoruz?
Oysa ki başarısızlık, her zaman inovasyon fırsatının bir belirtisi olarak algılanmalı.

Başarısızlığın sebepleri mutlaka analiz edilmeli ve değerlendirilmeli. Çoğu zaman görünenden farklı bir sonuca ulaşacağınızı garanti ederim:-))

Gerçek başarı bu noktadan itibaren kendine göstermeye başlıyor. Buna kırılma noktası da diyebiliriz. Çünkü başarısızlığımızın gerçek sebeplerini ortaya çıkarmışız, sonrasında onları ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları yapmışız, buna uygun yeni planlarımızı hayata geçirmişiz ve sonuç tabii ki başarı…

İşletme sahiplerinin çoğu bizimle ilk temasa geçtiklerinde ve sorunlarını dile getirmeye başladıklarında “satışlarımızı arttıramıyoruz, satıcılarım benim kadar iyi satamıyor, bu konuda doğru adamı bulamıyorum” ifadelerini çok duyarız. Direkt olarak işletmelerindeki satış başarısını veya başarısızlığını sadece çalışanın performansına bağladığını gözlemleriz. Ve tabii bu başarısızlığın bedeli de oldukça ağır olur.

Oysa ki durum analiz edildiğinde, bazen pazarın ihtiyacına uygun ürün veya hizmet tasarlamamış oldukları ya da pazardaki değişimleri takip etmedikleri için rekabette geri kaldıkları sonuçları ortaya çıkabiliyor. Böyle bir durumda en mükemmel satışçıyı bile işe alsalar sonuç yine aynı olacaktır.

Dolayısıyla başarısızlıktan korkmayalım, başarısızlığı; başarılı olduğumuz zamanlardaki kör noktaların, rahatlık bölgelerinin ortadan kalkacağı yeni şeyler öğrenmemizi, hayata geçirmemizi sağlayacak bir süreç olarak görelim.

Nilgün Horozoğlu