Hangi normal?
23 Haziran 2020Hiyerarşinin hızlı düşüşü
23 Haziran 2020Çalışmalarını dikkatle izlediğim sivil toplum kuruluşlarından biri olan TEMA Vakfı, “Dönüşüm muhteşem olacak!” sloganıyla bir kampanya başlatmış. Slogan dikkatimi çekti ve ben de desteklemek için yazımın içinde yer vermek istedim.
(Siz de https://bit.ly/3dbrVY7 linkine tıklayıp #dönüşümmuhteşemolacak hashtag’i ile yapılan paylaşımlara göz gezdirebilirsiniz.)
Bu güzel sloganla birlikte yeni normale dönüş konusundaki düşüncelerimi çalışan ve çalışan bağlılığı açısından özetlemeye karar verdim. Sahi, uzaktan çalışma süreci tamamlandığında (veya yavaşladığında) kendi normalinize nasıl döneceğiniz ile ilgili bir planınız var mı? Konuştuğum birçok şirket sahibi ve yöneticiden aldığım bilgiler, şu sıra dünyanın en önemli danışmanlık şirketlerinin yayınladığı makaleler ve kendi gözlemlerimle basit bir yol haritası tanımlamaya çalıştım. Önerileriniz ve yorumlarınız ile zenginleşeceğini umuyorum.
Yeni normal biraz korkutucu mu sizce de?
Siz ne düşünüyorsunuz bilmem ama ilk duyduğum andan beri “yeni normal” tanımına biraz temkinli yaklaşıyorum. Açıkçası bu tanımı insani açıdan biraz sakıncalı buluyorum. Evet, elbette her şeyin eskisi gibi olmayacağı bir yaşam bekliyor bizi fakat yine de insan alıştığı, güven duyduğu ve kurallarını bildiği dünyanın artık var olmadığı ihtimalinde zorlanıyor.
Bu tanımı kullanacaksak eğer -öyle görünüyor- çalışanlarımızın kendilerini güvende hissetmeleri için bir hareket planımız olmalı. Benim aldığım notlar kısaca şunlar:
- İster 5 çalışanınınız olsun ister 500, mutlaka insan hikayelerini öğrenin. Bunu yapmanın formülünü ekibinizle veya bir danışman firmadan destek alarak bulabilirsiniz. Yapacağınız şey çok basit. Uzaktayken insanlar ne yaşadılar? Covid-19 ne kadar yakınlarına geldi? Çocukları var mı? Bu dönemde kreş ve anaokulları kapalıyken ne yapacaklar? Dönüş onları korkutuyor mu? En çok nelerden çekiniyorlar? Bu sorular çok daha fazla olabilir fakat genel olarak çalışanlarınızın içinde bulundukları durumla ilgili bir bilginiz olsun. Bunu yaparken amacınızı içtenlikle ortaya koyun, dedektiflik yaptığınızı değil, onlara uygun çözümler üzerinde çalıştığınızı düşünsünler.
- Yönetim ekiplerinizi ve ara kademe yöneticilerinizle yeni normale geçiş planlarını ayrıntılı olarak konuşun. Her departmanın, bölümün kendi çalışma alanı ile ilgili güvenlik çözümlerini, insan hikayelerini, olasılıkları ayrı ayrı değerlendirin. Eğer “Tamam işte bir dönemdi, geldi geçti!” düşündeşindeyseniz bu düşünceyi aklınızdan çıkarın. Bugün dünyanın birçok yerinde milyonlarca insan işe gitmek gerektiğinde ne yapacağını bilemez halde. Toplu taşımanın risklerinden ekstrem derecede korkanlar var. Maske takamayan insanlar var! Takmak istemeyen değil, takamayan! İnsanların duygularını ve korkularını yok saymak yerine, onları anlamak ve yumuşak bir tavırla uygun çözümler üretmek mümkün. Bunu yapmak, sürece iyi liderlik yapmak çok önemli.
- Mutlaka fiziksel çözümler üzerinde düşünüyorsunuzdur. Dezenfektan kullanımı, ateş ölçme, maske takma vs… standart uygulamalar konusunda zaten bir dizi yönetmelik hayata geçirilmek zorunda. Fakat kendi insani önlemlerinizi de tasarlamanızı öneririm. Klimadan havalandırmaya, insanların giriş çıkış saatlerini düzenlemekten yemek alanlarına kadar kendi özel çözümlerinizi oluşturun.
- Yaptığınız tüm bu çalışmaları görünür kılın. Çalışanlarınız kendilerine verdiğiniz değeri ve önemi bilsinler. Bol bol paylaşın, fikir sorun, katılım sağlayın. Kapsayıcılığı elden bırakmayın. Herkese eşit durun ve eşit iletişim kurun. Beyaz yakalıyı bilgilendirip, mavi yakalıları atlamayın. İletişimi sadece çalışanlarınıza yönelik değil, tüm paydaşlarınıza yönelik planlayın. Hem farkındalığı hem de kurumsal itibarınızı artırın.
- Son olarak müşteri ziyaretlerinin, toplantıların, satış pazarlama faaliyetlerinin ve seyahatlerin bir süre daha normal ajandaya uygun yürümeyeceğini bilin. Kaybettiğiniz zamanların acısını çıkaracak telaşlı bir plan yapmaktansa temkinli, sakin ve güvenli bir plan yapın. Müşteri ziyaretleri konusunda online formüllere bakın. Ekipleriniz müşterilerin beklentilerini de analiz etsinler. Seyahat gerektiren durumlarda -iki tarafın da onayıyla- seyahat planlarını mutlaka kontrol edin. Konaklama, dışarda yemek vs… gibi detaylarda çalışanlarınızı kollayın ve bunu da hissettirin.
Bu öneriler de çoğaltılabilir ve kuruma uygun farklılaştırılabilir. Bu arada süresiz ücretsiz izinler, yasal hakların ihlalleri, çalışan hatta insan haklarına saygılı olmayan uygulamalar da hepimizin kulaklarına gelmiyor değil. Dünyanın hemen her yerinde… Linkedin makalelerimizde paylaştığımız ideal tanımların ötesinde bir kurumsal yaşam da var. Fakat biz ona kurumsal demiyoruz. Ne diyeceğimizi de bazen bilemiyoruz.
Hepimize sağlıklı günler diliyorum.
Işık Şerifsoy