Dedikodu kültüründe hayatta kalmak!
25 Mart 2020Çalışanlar nasıl ayrılıyor?
25 Mart 2020İşyerlerinde ayak üstü sohbet harikadır. Yemek molası sırasında, kahve makinesinin başında, şu sıralar pek çok şirketin korkmadan yaptığı gibi rahatlama ve dinlenme odalarında… Havadan sudan söz ederek birlikte zaman geçirmek güzeldir. Çalışanların birbirleriyle kuracağı iletişimde bu küçük sohbetler paha biçilemez bir değer taşır. Geçenlerde bir şirketin İK bölümünde çalışan bir arkadaşım şu cümleyi kurdu: “Piknik düzenlemeyi düşünüyoruz insanlar birbirleriyle sohbet etsin biraz kaynaşsın diye” dedi. Kaynaştırmak için ne yapacaksınız peki dedim? “Halat oyunu düşünüyoruz” dedi. Yarışmalar falan… “Güzel” dedim, “Dilerim işe yarar”…
Piknik sonrası merak ettim, aradım. Beklenen kaynaşma oldu mu acaba? “Yok canım ne gezer, yine herkes konuştuğu birkaç kişiyle gruplaştı. Üstüne üstlük de kadınlar ve erkekler bile ayrı ayrı durdular. Halat yarışması da ayrı gruplar halinde oldu. Neyse yapmış olduk işte. Elimizden geleni yapmadık demeyiz.”
Ona da sordum, size de sorayım “Elinizden gelenin en iyisi acaba bu mu?”
Kültürde olmayan sonradan içine zorla konan bir uygulama su ve zeytinyağı ilişkisini andırıyor bana. Çalkalıyorsunuz sanki iki sıvı birbirine karışmış gibi duruyor ama sonra bir de bakıyorsunuz zeytinyağı yine yüzeyde tek başına duruyor. İki maddenin yoğunluğu farklıdır. Zeytinyağı ve su iki farklı yapıda moleküldür.
Şirketin içinde yüzlerce farklı insan çalışabilir. Bu insanların birbirinden farklı olması onların asla başarılı bir iletişim kuramayacakları anlamına gelmez. Bu iletişim ortamını oluşturan şirketin kültürüdür. Şirketin kültürü iç iletişimde dostane tavırları, sohbetleri, arkadaşlıkları destekler bir yapıdaysa kendiliğinden gelişir. Değilse bir direnç oluşur.
Yaptığımız yüzlerce uygulamada, aslında insanların birbirleriyle iletişim kurmaya istekli olduklarını ama bariyerlerle karşılaştıklarını görüyoruz. Bir çalışma sırasında kendisiyle ilgili özel bir olayı paylaşan genel müdüre, ona bağlı çalışan operasyon müdürleri şaşkınlıkla baktılar ve içlerinden biri istemsiz bir cümle kurdu: “Ne acayip normal insanlar gibi!”
Hep birlikte güldük bu cümleye. Ama aslında üzerinde uzun uzun sohbet edilmesi gereken bir cümleydi. Normal insan gibi görünmeyen bir genel müdürün yönetiminde nasıl olur da normal ve sıcak ilişkiler kurulabilir ki? Bu konuyu genel müdürün kendisi tartışmak istedi ve kendi kendilerine sohbet ettiler. Biz sadece izleyici olarak katıldık. Engage&Grow atölyelerinin bana göre en güzel yanı budur. Siz birkaç kapıyı ve anahtarı gösterirsiniz sonra bir de bakmışsınız ki kilitler açılmış, kahveler tazelenmiş, sohbetler koyulaşmış. Tam olarak hedeflenen ve ihtiyaç duyulan şey işte bu. Soruları bir danışmanın yanıtlaması, çözümleri maddeler halinde sıralaması ve insanların hafta sonu –hele de ailelerinden ve özel zamanlarından koparıp- pikniğe götürülmesi ve önlerine bir halat konması değil. Kapılar ve anahtarlar var, kilitler de tam önünüzde duruyor.
Şirket kültürü öyle kolay kolay değişmez diyenler var ve haklılar. Kimse, büyük değişimlerin kolay olduğunu söylemiyor zaten… Hedeflemek, niyet ederek değişim sürecini başlatmak ve bu yönde içtenlikli bir çaba göstermek büyük bir başarıdır.
Her zaman yaptığım gibi aklıma gelenleri maddeleyeyim.
- Sıcak ilişkiler kurmak herkes için kolay olmayabilir ama içten iletişim kurmak kolaydır. Sabahları şirkete girdiğinizde gülümsemeyi, günaydını, nasılsın demeyi çok zor görüyorsanız işiniz zor. “Ben burada ne yapıyorum?” diye bir düşünün. Belki siz, bir denizin kenarında bir platformun üstünde tek başına oturan bir cankurtaran olmalısınız. Biri boğulmaya kalkarsa koşup kurtarmak üzere bekleyen.
- Kültürün dinamiklerini yok farz edip insanları birbiriyle iletişim kurmaya zorlamayın. Sık sık örnek veririm şu cümleyi: “Birbirimizi sevelim diye Cuma akşamları happy hour yapıyorlar, birbirimizden nefret ederek çıkıyoruz işten.” Siz iletişimin kendiliğinden kurulacağı ortamları çoğaltın, destekleyin, öncülük edin.
- Kibir şirketlerdeki en yaygın virüslerden biri. Kibir olan yerde iletişim olamıyor. Yönetim takımlarının kibri ise yukarıdan aşağı inanılmaz bir hızla yayılıyor. Kibirle ilgili bir düşünün. Kendinizi diğerleriyle sıcak iletişim kuramayacak kadar mükemmel buluyor olabilir misiniz acaba? Sizi bu kadar mükemmel yapan şey nedir?
Bu arada halat oyunu iyidir. Çocukluğumuzda olduğu gibi düşe kalka, güle oynaya çekişebiliriz. Ama aramızda zaten bir iletişim varsa…
Işık Şerifsoy